OECD yaptığı açıklamada, Türkiye′de yabancı kamu görevlilerine rüşvet suçunun tespit edilmesi ve soruşturulmasına ilişkin uygulamaların yetersizliğinden dolayı endişe duyduğunu kaydetti.
ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞİ
BASIN DUYURUSU
27.10.2014
Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi’ne uyulmalı, rüşvete müsamaha gösterilmemelidir.
OECD yaptığı açıklamada, Türkiye′de yabancı kamu görevlilerine rüşvet suçunun tespit edilmesi ve soruşturulmasına ilişkin uygulamaların yetersizliğinden dolayı endişe duyduğunu kaydetti.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından 23 Ekim 2014′te yayınlanan Türkiye hakkındaki Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi İlerleme Raporunda, kaydedilen ilerlemelere ve yasal çerçevenin geliştirilmiş olmasına rağmen, uygulamaların hayata geçirilmesinde sorunlar olduğu eleştirisinde bulunulmuştur.
Açıklamada, Türkiye′nin, OECD Sözleşmesi’nin yurtdışındaki rüşvet eylemlerinin cezalandırılması ile kurumsal yükümlülüğün de dâhil olduğu ana ögelerini uygulamaya geçirmesinin ‘düşük seviyede’ kalmasından duyulan endişe ifade edilmiştir.
Raporda verilen rakamlara göre, yabancı kamu görevlilerine rüşvetin suç haline getirildiği 2003 yılından bu yana Türkiye′de sadece 10 iddia gündeme taksinmiş, 6 tanesi hakkında soruşturma başlatılmış ve bunlardan sadece 3 tanesi kapatılmıştır. 11 yılda bir tane yargılama süreci gerçekleştirildiği ve onun da beraatla sonuçlandığı göz önüne alındığında bu rakam, Türkiye′de rüşvetle mücadele kanunlarının uygulanması bakımında oldukça zayıf bir düzeye işaret etmektedir.
Raporda ayrıca, Türkiye için su tavsiyelere yer verilmiştir:
– Yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesi konusundaki iddiaların tespiti ve soruşturulması için gösterilen çabanın belirgin şekilde artırılması;
– Özellikle kurumsal sorumluluk çerçevesindeki eksiklikleri gidererek, yabancı kamu görevlilerine rüşvet suçunu isleyen şirketlere gerekli yaptırımların uygulanması;
– Savcıların bağımsızlığının sağlanması ve siyasal ortama ilişkin kaygıların soruşturma ve yargılamaları etkilememesinin garanti altına alınması;
– Uygun kaynak ve uzmanlık temin edilerek yasaların uygulanmasının sağlanması;
– Rüşvetin rapor edilmesini teşvik etmek amacıyla özel sektör ve kamu sektöründe ihbarda bulunan kişilerin daha iyi korunmaları.
Türkiye′nin rüşvetle mücadele çabalarının olumlu yanlarına da dikkat çekilen raporda, yabancı kamu görevlilerine rüşvetin suç haline getirilmesi, yasal çerçevenin geliştirilmesi, rüşvetin tespitine yardımcı bir vergi idaresi sistemi ve hâkim ile savcılara yönelik farkındalık artırma çalışmaları bunlara örnek olarak sıralanmıştır. Bu vesileyle Uluslararası Şeffaflık Derneği olarak biz de, Türkiye′nin taraf olduğu yolsuzluk karşıtı sözleşmenin daha etkili uygulanması ve adalet ve şeffaflık ilkelerine dayanan bir uluslararası ticaret ortamının sağlanması için uygun önlemler alınması talebimizi yineliyoruz.