Uluslararası Şeffaflık Derneği son raporu Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizi‘ni bugün yayınladı.
İSTANBUL – 7 Nisan 2016 – Uluslararası Şeffaflık Derneği Türkiye’nin 15 kurumunu derinlemesine inceleyen Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizini yayınladı. Rapora göre, kurumlar yeterli sayılabilecek kaynaklara ve yasal çerçeveye karşın; etkin, hesap verebilir, şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışını hayata geçiremiyor. Bunun en önemli nedeni yetersiz ve zayıf uygulama olarak görülmektedir.
Yürütme erkinin diğer kurumlar üzerindeki nüfuzu, özellikle de yargı kurumlarını siyasallaştıran etkisi ve basın özgürlüğünü ihlal eden yasak ve kısıtlamalar siyasi iktidarın denetlenmesini güçleştirmektedir.
Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı E. Oya Özarslan’a göre “Türkiye’de siyasi güç, diğer kurumları etkisizleştirecek şekilde, yürütme erki üzerinde yoğunlaşmaktadır. Temel kurumların bu kadar düşük puanlar almasının ana nedenlerinden biri bağımsızlıkları önündeki engellerdir.”
Avrupa Birliği ve Açık Toplum Vakfı’nın desteğiyle hazırlanan bu rapor, 100’ü aşkın ülkede Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yöntemiyle, devletlerin iyi yönetişim ilkelerine uyum sağlayabilme ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki yeterliliklerini ölçmek üzere yürütülen bir araştırmanın sonucudur.
Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizi; kurumların verimli ve etkin bir biçimde işleyebilme kapasitesini, iyi yönetişim ilkeleriyle uyumu ve yolsuzlukla mücadele performansı bakımından genel durumlarını bütüncül bir bakış açısıyla göstermeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede yapılan incelemelerde, genel olarak sistemin değerlendirilmesinin yanı sıra özel olarak kurumları etkileyen zayıf yönler ve eksiklikler de tespit edilmiştir.
Değerlendirme kurumsal zayıflığın tüm sistemi etkileyen bir sorun olduğun göstermektedir. Hiçbir kurumun güçlü olarak tanımlanan puan barajını aşamadığı görülmektedir. Yönetişim anlayışının temel dayanakları olan 15 kurumun yalnızca 5’i orta derecede etkin görünürken, geri kalan 10 kurum zayıf olarak değerlendirilmiştir.
Yürütme erki ve medya kurumları Türkiye Şeffaflık Sistemi’nin en zayıf kurumlarıdır. Yürütme erkinin tüm kurumların ve genel olarak sistemin üzerine düşen baskıcı gölgesi güçlü ve etkin bir şeffaflık sistemini olanaksız kılmaktadır.
Gücün yürütme erkinde yoğunlaşması sivil aktörlerin (iş dünyası, medya, sivil toplum vb.) yolsuzlukla mücadele politikalarına ve uygulamalarına katılımını da zayıflatmaktadır.
Güçlü bir demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan haber alma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve ifade özgürlüğü de yürütme erkinin kuşatıcı gölgesi altında kalmaktadır.
Güçlü bir Türkiye Şeffaflık Sistemi üzerindeki en büyük engel kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmaması ve yürütme erkinin denetlenememesidir. 2000’li yılların başında, yolsuzlukla mücadeleye dair yapılan yasal iyileştirmelere karşın bu yasalar uygulanmamıştır ve son yıllardaki yasal değişiklikler şeffaflık sistemini zayıflatmaktadır.
Rapora ulaşmak için: Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizi
Raporun bulgularını özetlediğimiz kitapçık için tıklayınız.