Son yaşanan gelişmeler, Türkiye′de basın özgürlüğünün giderek artan şekilde baskı altında olduğunu gösteriyor.
Hazırlayan: Mehmet Özgün Özkul
Yolsuzlukla mücadelede basının rolü büyük. Ülkemizde, demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak tanımlanan basının üzerine düsen sorumluluğu evrensel standartlarda yerine getirmekte güçlük çektiği görülmekte. Son yaşanan gelişmeler, Türkiye′de basın özgürlüğünün giderek artan şekilde baskı altında olduğunu gösteriyor. Özgür çalışma koşullarının tehdit altında olduğunu düşünen bazı yabancı gazeteciler ülkeyi terk etme kararı almışlardır; CNN International muhabiri Ivan Watson′un canlı yayında gözaltına alınması gazetecilerin üzerindeki baskının, anlaşılması bakımından önemli.
Sinir Tanımayan Gazeteciler′in yayınladığı 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralamasına göre Türkiye, 180 ülke içerisinde 154. sırada yer alıyor. Türkiye′nin tabloda bu sırada yer almasının en büyük nedenlerinden birisi de gazetecilerin mesleklerini yerine getirirken tutuklanmaları veya haklarında dava açılması yoluyla engellenmeleridir. BIA Medya Gözlem Raporu′na göre 23 gazeteci ve 14 dağıtımcı, Temmuz 2014′te cezaevine girmiş; 23 gazeteciden 21′i Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında “örgüt üyeliği” suçlaması ile tutuklanırken, bir gazeteci casusluk suçlamasıyla, bir gazeteci de hakaret suçlamasıyla tutuklanmıştır. Demokrasilerin en temel gerekliliklerinden olan ifade özgürlüğünün koşullarından biri de özgür bir basının varlığıdır ancak son dönemde yaşanan gelişmeler Türkiye′de basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularına dair kaygıları arttırıyor. Medya kaynaklarından öğrendiğimiz kadarıyla haklarında yakın zamanda dava açılan gazeteciler şunlardır:
- Fatih Yağmur (Radikal Gazetesi): Rıza Sarraf′ın şikâyeti doğrultusunda, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “konut dokunulmazlığını ihlal etme” suçlamasıyla dava açıldı.
- Hayrettin Çelik (Özgür Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): KCK operasyonları kapsamında “örgüt üyeliği” iddiası ile Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 9 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.
- Mustafa Sönmez: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki yazısı hakkında “hakaret” ve “iftira” iddialarıyla suç duyurusunda bulundu.
- Can Dündar (Cumhuriyet): Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine, 1 Temmuz tarihli “Erdoğan’ın yumuşak karnı” ve 18 Temmuz tarihli “Fezlekeleri okumak hakkimiz” başlıklı yazılarına ilişkin “gizliliğin ihlali” ve “hakaret” suçlamalarıyla dava açıldı.
- Nedim Şener (Posta Gazetesi): Yasin El Kadi′nin şikâyeti üzerine, Posta Gazetesi′nde kaleme aldığı “Kitap hala bomba mı” başlıklı yazısı iddianamede delil olarak gösterilerek, “basın yoluyla hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
- Rıfat Dogan (İleri Haber): CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu′nun meclise verdiği soru önergesini haber yapmasının ardından, Bilal Erdoğan tarafından “iftira” suçlamasıyla dava açıldı.
Davaların, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili yapılan haberlere acilmiş olması ise ayrıca dikkat çekicidir.
Kaynaklar:
Sinir Tanımayan Gazeteciler 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması: http://rsf.org/index2014/tr-index2014.php
Bianet Medya Gözlem Raporu ( Nisan-Haziran 2014): http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/157294-bia-medya-gozlem-raporu-tam-metin