Nurdan Körken
Seffaflik Dernegi Gönüllüsü
Isçi sagligi ve is güvenliginin hiçe sayilmasi sonucu yasanan sakatlanmalar ve ölümler bir kez daha is sagligi ve güvenligi yasasina ve denetim mekanizmalarina iliskin tartismalari arttirmis durumda. Peki 6331 sayili is sagligi ve güvenligi kanunu neler içeriyor, bu konudaki denetim mekanizmalari neler ve ne gibi yaptirimlar isçi ölümlerine bir son verebilir?
Is hukukunun en temel prensibi isçiyi korumak, is güvenligini saglayarak her türlü yaralanmanin, sakatlanmanin ve ölümün önüne geçmektir. Bu prensibin uygulanmasi amaciyla 2012 haziraninda 6331 sayili is sagligi ve güvenligi kanunu kabul edilmistir. Kanun, kamu ve özel sektör gibi bir ayrim gözetmeksizin her çalisan için geçerlidir.Yasa, risk degerlendirme raporlarini da göz önünde bulundurarak genel bir önleme politikasi gelistirilmesi, mesleki risklerin önlenmesi için egitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alinmasinin yaninda çalisma ortaminda gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve arastirmalarin yaptirilmasini içermektedir. Peki bu yasa tek basina yeterli midir? Cevap elbetteki hayir! Yapilmasi gereken güvencesiz ve esnek çalisma sisteminin önüne geçmek, kaçak ve çocuk isçi çalistirilmasina engel olmak ve denetim mekanizmalarinin eksiksiz çalismasini saglayarak isçi sagligi ve güvenligini tam anlamiyla yerine getirmektir. Unutulmamalidir ki denetim eksikliginin yaninda yaptirim yetersizligi de is güvenligini saglamada en önemli engeldir.
Yasada görüldügü üzere herhangi bir kamu ve özel sektör ayrimi yapilmamasina ragmen özel sektörde yasanan isçi ölümlerinin kamudakinin on kati oldugu belirtiliyor. Bu bilgi akillara, özel sektör maliyeti düsürmek adina is güvenligini göz ardi mi ediyor, sorusunu akillara getiriyor. Hatirlanacagi üzere 301 isçinin hayatini kaybettigi Soma faciasindan sadece iki yil önce Türkiye Kömür Isletmelerinin 140 dolara çikardigi bir ton kömürü 24 dolara çikarmakla övünen Soma Holding’in sirri da merak konusu. Madencilik gibi tehlikeli bir alanda bu derece farkli maaliyetlerin is güvenligi açisindan insanlarda kusku uyandirmasi ise kaçinilmaz.
Önemli baska bir husus ise çalisma hayatinda is sagligi ve güvenligi denetlemelerinin kimler tarafindan ve nasil yapilacagi konusu. 1,5 milyondan fazla is yerinin denetimi için sadece 585 is müfettisinin bulundugu çalisma hayatinda etkili bir denetimin söz konusu olmadigi asikar. Ayni sekilde isverenler tarafindan ise alinmis is güvenligi mühendisleri ve uzmanlari isletmelerin ücretli çalisanlari olduklarindan bagimsiz bir denetimin yapilmasi ve raporlastirilmasi da mümkün olmayacaktir. Bu nedenle hem kamusal hem de sendikal bir denetim mekanizmasi hayata geçirilmelidir. Ayrica denetimde seffafligin ve hesap verilebilirligin saglanmasi adina isyeri denetim raporlari kamuoyu ile paylasilmalidir. Böylece Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi tarafindan ne siklikta denetim yapildigi, saptanan eksikliklerin ne ölçüde giderildigi ve giderilmemesi durumundaki yaptirimlarin neler oldugu konusunda kamuoyu bilgilendirilmis olacaktir.
Türkiye’nin 301 isçisini kaybettigi Soma faciasinda is güvenliginin ve isçi sagliginin göz ardi edilmis olmasi ve etkili denetim mekanizmalarinin kurulmamasi hem devletin hem de sirketin yerine getirmedigi yükümlülükleri gözler önüne sermistir. Tam da bu esnada Uluslararasi Çalisma Örgütü’nün (ILO) maden isletmesi sahiplerine ve hükümetlere önemli sorumluluklar getiren 176 numarali “Madenlerde Güvenlik ve Saglik Sözlesmesi”nin Türkiye tarafindan 19 yildir imzalanmadigini hatirlatmakta fayda var.
Is hukukunun ve çalisma hayatinin temel prensibi olan isçiyi korumak, güvenligini saglamak, etkin denetim ve yaptirim mekanizmalari ile isçi ölümlerinin önüne geçmek adina Türkiye’nin önünde kat etmesi gereken daha çok yolu oldugu muhakkak. Ortaya çikan yeni bir skandal, Soma faciasinin yasandigi 13 Mayis’ta ‘Is Sagligi ve Is Güvenligi Çok Tehlikeli Islerde Çalisanlarin Yetistirme Meslek Egitim Kursu’nda olmasi gereken 14 madencinin kursa gitmek yerine çalistigini ve bu nedenle öldüklerini gösteriyor. Soma faciasinin acisi bu denli tazeyken, Tekirdag’da bir isçinin üzerine çöken 600 ton ayçiçeginin altinda kalarak can vermesi ve Istanbul’da Danistayin yürütmeyi durdurma karari vermesine ragmen devam eden insaatta çalisan isçinin basina demir düsmesi sonucu hayatini kaybetmesi is ve isçi güvenliginin ne kadar degersiz görüldügüne birer kanit olsa gerek.