OECD Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi’ne uyumu ölçen 2022 ilerleme raporu Yolsuzluğun İhracı (Exporting Corruption) yayınlandı. Türkiye, bu yıl da, sözleşmeyle ilgili yasaları “az uygulayan/hiç uygulamayan” kategorisinde yer aldı.
Uluslararası Şeffaflık Örgütünün internet sayfasında yer alan ilgili bağlantı için buraya, İngilizce raporun tamamına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Küresel ihracatın toplam %28,7’sini oluşturan 9 ülke rüşvet veren şirketlere karşı aktif olarak veya orta seviyede yaptırım uyguluyor. Küresel ihracatın toplam %55,3’ini gerçekleştiren 38 ülke ise yolsuzluğun ihracına karşı sınırlı ve az yaptırım uyguluyor ya da hiçbir yaptırım uygulamıyor.
2018’den bu yana yolsuzluğun ihracına karşı uygulanan hukuki yaptırımlar kayda değer şekilde azaldı. 2022’de 47 ülkeden yalnızca ikisi yolsuzluğun ihracına karşı hukuki yaptırımları aktif uygulayanlar kategorisinde yer aldı. 2020-2022 arasında sadece Letonya ve Peru önceki döneme göre üst seviyelere çıktı. İngiltere, İsrail, Portekiz, İsveç, İspanya, Brezilya, İtalya, Litvanya, Danimarka ise düşüş kaydetti.
Türkiye, 2020 raporuna göre yerinde saydı. Küresel ihracatın %1’ini gerçekleştiren Türkiye, yurt dışında rüşvet veren şirketlere karşı yalnızca 1 soruşturma başlattı; yaptırım uygulanan dava olmadı. Bu nedenle bu yıl da, hukuki yaptırım “az uygulayan/hiç uygulamayan” kategorisinde yer aldı.
Raporda Türkiye’ye yönelik ayrıntılı inceleme ve sunulan önerileri aşağıda veya Medium sayfamızda okuyabilirsiniz.
***
Soruşturmalar ve Davalar
2016–2022 döneminde, Türkiye’de bir soruşturma açılmış; ancak herhangi bir dava başlatılmamış ve yaptırım uygulanmamıştır. Detayları bir önceki raporumuzda bulabilirsiniz.
Yasal Çerçevedeki Eksiklikler
Türk yasal çerçevesindeki eksikliklere OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından defalarca işaret edilmiştir. [1] Haziran 2021’de OECD WGB’nin üst düzey bir misyonu, Türkiye’nin OECD Çalışma Grubu’nun Rüşvetle ilgili endişelerini veya yabancı rüşvet suçunu uygulamadaki yetersiz düzeyini ele almak için yeterli adımları atmadığını bildirdi. [2] OECD WGB’nin 2014’ten beri Türkiye’yi, kovuşturmaların bağımsızlığını korumak da dahil olmak üzere, yabancı rüşvetin etkili bir şekilde soruşturulmasını ve kovuşturulmasını sağlamaya çağırdığını gözlemledi. OECD ayrıca Türkiye’yi, tüzel kişilerin yabancı rüşvetten sorumlu olmalarına ilişkin mevzuatını güçlendirmeye ve ihbarcılar için yeterli korumayı uygulamaya çağırdı.
Son Gelişmeler
Tüzel kişilerin yabancı rüşvetten sorumlu olmalarına ilişkin olarak, OECD WGB üst düzey heyeti, Türkiye’nin Aralık 2020’de Kabahatler Yasası’nda yaptırımların güçlendirilmesini de içeren değişikliğini memnuniyetle karşıladı. Türkiye, değişikliklerin, yabancı rüşvet nedeniyle bir tüzel kişi aleyhine dava başlatmak için gerçek bir kişi hakkında kovuşturma açılmasının gerekmediğini açıklığa kavuşturduğunu belirtti. Ancak, WGB delegasyonu bunun hala pratikte gösterilmesi gerektiğini belirtti. Üst düzey misyon üyeleri ayrıca, devlete ait işletmelerin yabancı rüşvetten sorumlu tutulabileceğini açıklayan önerilen yeni değişikliklerle cesaretlendirildiklerini söylediler.
2020 İhracat Yolsuzluğu raporundan bu yana yasal çerçevede, yaptırım sisteminde veya içtihatta başka önemli bir gelişme olmadı. Bunun, artan kutuplaşma ve toplumsal kaynaşmaya zarar veren Türkiye’nin giderek artan otoriter iklimi ve yaklaşan 2023 genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgisi olduğu söylenebilir. [3] Ayrıca, düzgün işleyen bir yargı sisteminin mevcut hükümetin otoritesini baltalayabileceğini ve dolayısıyla hükümetin bağımsız bir yargı istemediğini tartışılan sorun başlıkları arasında. [4]
Mart 2021’de yayınlanan Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) 2020 Raporuna göre, Türkiye; milletvekilleri, hâkim ve savcılar konusunda ilgili tavsiyeleri yerine getirmede en başarısız olan ülkelerin içinde yer aldı.[5] 2019’da Mali Eylem Görev Gücü Türkiye Değerlendirme Raporu, diğer eksikliklerin yanı sıra ülkenin mevzuatında siyasi nüfuz sahibi kişileri sınırlayacak gerekli önlemlerin eksik oluşunu eleştirdi.[6] 21 Ekim 2021 tarihinde FATF, kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye’nin daha sıkı izlenmesini gerektiren gri listeye alındığını duyurdu. [7]*
Yaptırım Bilgilerinin Şeffaflığı
Türkiye, ülke içi rüşvet suçlarına ilişkin toplu verileri muhafaza etmekte, ancak yurt dışı bağlantılı rüşvet uygulamasına ilişkin istatistik yayımlamamaktadır. Gönderilen ve alınan karşılıklı hukuki yardım taleplerine ilişkin yayımlanmış veri bulunmamaktadır. Aksi belirtilmedikçe, tüm mahkeme kararlarına talep üzerine mahkemelerden erişilebilir.
Mağdur Zararının Giderilmesi
Yurt dışı bağlantılı rüşvet suçlarında mağdur hakları ve zararlarına yönelik özel olarak hazırlanmış bir yasal çerçeve bulunmamaktadır. Fakat, çeşitli yasal hükümler, özellikle Borçlar Kanunu (6098 Sayılı Kanun), yolsuzluktan doğan zararın giderilmesinde mağdura haklar tanımaktadır. Ayrıca, suç mağdurlarının Türk Ceza Kanunun 235. maddesi uyarınca çeşitli hakları olduğu kabul edilmektedir.[8] Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237. maddesi, mağdurların ve bir suçtan zarar gören diğer kişilerin, hüküm verilinceye kadar kamu davasına müdahale etme ve iddialarını ileri sürme olanağına atıfta bulunmaktadır. Öte yandan, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca, işlenen suçtan dolayı mağdurun veya kamunun zararının telafi edilmesi şartı da dahil olmak, üç şartın yerine getirilmesi halinde, zararın düşük olduğu davalarda bir kişi hakkında verilen karar ertelenebilir (alınan bir nesneyi geri vermek, suç işlenmeden önceki duruma getirmek veya tazminat ödemek suretiyle).
Öneriler
● Mahkemelerin yurt dışında verilen rüşvetlerle ilgili tüm kararların yayımlanması ve soruşturma ve davalara ilişkin verilerin uygulama raporlarında toplanarak paylaşılması
● Gerçek lehdar bilgileri için kamuya açık bir merkezi kayıt sistemi oluşturulması
● OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubunun 2017 tarihli 3. Aşama İzleme Raporunda önerildiği üzere, yurt dışında verilen rüşvetlerin soruşturma ve kovuşturmasının, ulusal ekonomik çıkar kaygılarından, başka bir devletle ilişkiler veya ilgili gerçek veya tüzel kişilerin kimliği üzerinde doğurabileceği potansiyel sonuçlardan etkilenmemesi
● Yargının ve savcılıkların uygunsuz siyasi etkiden bağımsızlığının sağlanması
● OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubunun 2017 tarihli 3. Aşama İzleme Raporunda önerildiği üzere, polis, savcı veya hâkimlerin görev değişikliklerinin yurt dışı rüşvet soruşturma ve kovuşturmalarını olumsuz yönde etkilememesinin sağlanması
● Yurt dışı rüşvet iddialarının ileriye dönük ve etkili bir şekilde soruşturulması
● Şirketleri yurt dışında rüşvet vermekten caydırmak için mevcut yaptırımların artırılması ve tüzel kişilere cezai sorumluluk yüklenmesi
● Kamuoyunda yurt dışında verilen rüşvet konusunda farkındalık yaratılması ve özel sektör çalışanları ile kamu görevlilerinin kurumlarda yolsuzlukla mücadele bilincinin artması için eğitilmesi
● Kamu ve özel sektörde ihbarcı korumasının yasal olarak düzenlenmesi ve uygulanması
● Siyasi nüfuz sahibi kişilerin yetki alanlarının ilgili kara para aklamayla mücadele mevzuatıyla düzenlenmesi ve denetlenmesi
* Belirtilen konularda sadece hamiline yazılı senetler konusunda bir adım atıldı, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210406-9.htm