Demokratik bir toplumda hangi nedenle ortaya çikarsa çiksin tüm yolsuzluk iddialari kamu vicdanini tatmin edecek sekilde aydinlatilmalidir!
19.12.2013
17 Aralik 2013 tarihinde, basinda çikan haberlere göre, devletin üst düzey bürokratlari, bazi siyasetçilerin yakinlari ve is adamlarini içine alan bir sorusturmanin basladigi ögrenilmistir.
Seffaflik Dernegi, yolsuzlugun ortadan kaldirilmasini demokratik siyasi mücadelenin en önde gelen hedefleri arasinda görür. Ancak böylelikle siyasetin ve kamu erkinin, evrensel insani degerlere hizmet edebilecegine inanir.
Sorusturma ve yargilamalarin, bagimsizlik, tarafsizlik, güvenilirlik ve kisi haklarina saygi ilkelerine azami önem verilerek, hukuk devleti zemininde yürütülmesi önemlidir. Yolsuzluk iddialarinin kamu vicdanini tatmin edecek yöntemlerle arastirilmasi ve aydinlatilmasi seffaf ve hesap verebilir bir demokrasinin geregidir.
Sadece Türkiye′nin degil, dünyanin da dikkatle izledigi bu süreçte yasama, yürütme ve yargi erklerinin birincil sorumlulugu, erkler ayriligi ilkesini usulünce savunup, bu sürecin demokratik bir toplumla bagdasmayacak bir elestiriye maruz kalmadan yürütülmesi için gerekli özeni göstermektir.
Hukuk devletinin geregi olan, hukuk önünde esitlik ilkesi ve bu ilkenin korunmasi adil, tarafsiz, müdahalenin olmadigi bir yargilama da gerektirir.
Siyasi etik ve çikar çatismasinin önlenmesi ilkeleri dikkate alinarak, sorusturmaya konu olan kisilerle ilgisi ve yakinligi olan kamusal görevler üstlenmis kisilerin bu sorusturma süresince görevlerinden çekilmesi hususunun önemsenmesi, etik bir sorumlulugun ifadesi oldugu kadar sorusturmanin selameti açisindan da gereklidir.
Konunun toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren mali, sosyal ve etik sonuçlari dikkate alinarak, bu sorusturmaya iliskin haber ve bilgilerin, yetkili kurumlar tarafindan sürekli, düzenli, açik ve tatmin edici bir biçimde topluma sunulmasi seffaflik ilkesinin bir geregidir.
Bu sorusturma, Seffaflik Dernegi′nin, daha önce çesitli defalar vurgulandigi gibi, kamu yönetiminde daha seffaf ve hesap verebilir bir idari ve hukuksal altyapi ve isleyise duyulan ihtiyaci yeniden göstermistir. Ihale kanunlarinin uygulanmasi ve siyasi etik bu baglamda öncelikli bir öneme sahiptir. Özellikle kentsel dönüsümün yogun bir sekilde uygulandigi bir kentlesme ve yapilasma ortaminda, yolsuzluk açisindan önemli risk alanlari olusturma potansiyeline sahip insaat, imar ve gayrimenkul politikalarinin yürütülmesinde, genis toplum kesimlerinin ekonomik ve mali oldugu kadar sosyal çikarlari ve haklarinin da korunmasi için gerekli önlemler acilen alinmalidir.
Yolsuzlukla ilgili arastirmalarda, Türkiye’nin, devlet ve toplum olarak, övünç duymaktan uzakta bulunan konumunu yükseltmek ve bu anlamda temiz bir toplum idealini hukuken ve fiilen olusturmak için, kamu gücünün üstlenecegi önemli bir sorumluluk vardir: Her düzeydeki yolsuzluk iddialarinin takibinde, sonuç almaya yönelik, etkin bir çaba içinde olmak ve bunun görünür kilinmasi için tutarli politikalar takip etmek. Bu çaba, ayni zamanda toplumsal bir farkindalik ve sorumlulugun da ifadesi olmalidir. Bu nedenle, bugün sürmekte olan bu sorusturmanin hizla ve layikiyla açikliga kavusturulmasi, sadece Türkiye′nin bugünü degil, çocuklarimiza birakacagimiz mirasin anlami ve degeri bakimindan da büyük önem tasiyor.
Seffaflik Dernegi, bu süreci yakindan izleyecek ve temiz bir toplum için, seffaf, dürüst, hesap verebilen yönetim süreçlerinin gelisimine her düzeyde katkida bulunma çabalarini sürdürecektir.
E. Oya Özarslan
Seffaflik Dernegi
Yönetim Kurulu Baskani
Chair of Transparency International-Turkey